Wabi Sabi: Kusur ile gelen estetik
Wabi Sabi kavramına etimolojik olarak bakıldığında, çok çeşitli yorumlar olsa da, sözcüğün Japoncada yalnız, acınası gibi anlamlara gelen wabishii, yaş almak, olgunlaşmak, gibi anlamlara gelen sabiru, yalnız, bütünleşemez gibi anlamlara gelen sabishii kelimelerden türetilerek Budizm ve Zen öğretileriyle şeklini aldığı anlaşılır. Budist öğretinin, özgüven 無常 mujō, ızdırap 苦 ku ve boşluk ile anlamsızlık 空 kū olmak üzere varoluşun üç işareti 三法印 sanbōin öğretisinden türetilmiş bir kavram olup bazen kusurlu, kalıcı ve eksik bir güzellik olarak tanımlanır. Bu tanımlamayı 1994 yılında Koren yapmıştır.
Zen Felsefesine dair diğer yazılarımızı da okumak için aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz.
Japon edebiyatı ve zen felsefesi
Wabi Sabi bu şekilde kavramsal olarak bir felsefeye yaşam tarzına dönüşerek pürüzsüz olan, mükemmel olan, nesne ya da canlıya meydan okumadır bir bakıma. Kusurun estetiğini arayarak kusurlu olanla uyum yakalamayı, bütünleşmeyi, sadeliği esas alır. Kusurları görmemekten ziyade kusurlara farklı bakarak, farkı fark ederek o farkın kusur nitelemesinden çok bütünlemesine odaklanır. Kusur diye ötelenilen şeyler tek bakışla belki de o anın nitelemesi kişinin bakış kavrama eksikliği şeklinde görüş açısı genişleten alanlar açar Wabi Sabi. Hayatı en doğal haliyle deneyimlemeyi diler, bir bakıma da doğalı kabullen mesajı verir. Bu kavram, Japon mimarisinde, edebiyatında, günlük yaşamında, kültüründe bütünleşerek estetik bir haz verir.
Wabi Sabi, her an’da uygulanabilir bir kavramdır diğer boyutla olması gereken ile ilgilenmez orada var olan vardır ve olan an’larda durumlar, kişiler bakışımızla algımızla zihnimizde güzelleşir, doğallaşır ve kabul görür. Var olan nimetleri takdir etmeyi arzular. Bu konuda Richard Powell “Wabi-Sabi Simple” adlı kitabında, Wabi-Sabi’yi “Karmaşıklığı takdir eden ve kabul eden, aynı zamanda sadeliğe değer veren bir yaşam tarzı” olarak tarif etmiştir. Powell, wabi-sabi’nin üç basit gerçeği kabul ettiğini söylüyor:
“Hiçbir şey sürmez, hiçbir şey bitmez ve hiçbir şey mükemmel değildir.”
Powell
Zen felsefesi, Wabi-Sabi’ye ulaşmak için yedi aşama öngörmüş:
Kanso – Basitlik
Fukinsei – Asimetri veya düzensizlik
Shibumi – Sade güzellik
Shizen – Bahanesiz doğallık
Yugen – İnce lütuf
Datsuzoku – Bağımsızlık
Seijaku – Huzur
Wabi Sabi, Zen felsefesinin kavramlarından da anlaşılacağı üzere hayatla savaşmayı değil hayatla barışmayı esas alır. Kusurdaki şıklık ve zarafeti görebilmek meseledir. Buradan hareketle Wabi Sabi başlangıcına Japon çay seramonilerine kadar gidilebilir. Çay seramonilerinde çay fincanındaki çatlakların, sanatçının üslubunu yansıtabileceği görüşü doğar. Çatlak bir bardak, çatlak bir çay fincanı bir yaşantıya uğramıştır, orada bir iz, bir pürüz vardır. Dengesizlik oluşmuş, bir çatışma başlamıştır. Tüm bu durumlar fincanı daha değerli kılmıştır. Olduğu gibi kabullenmek bütüne, hakikate, öze ulaşmaya giden, tüme yoran bir bakış doğurmuştur.
Hakikate bakışla ilgili Byung Chul Chan ‘Güzeli Kurtarmak‘ adlı kitabında “Fakat empatik anlamda görme her zaman başkayı görmektir, buna tecrübe denir. Kişi, kendisini yaralanmaya maruz bırakmadan başkasını göremez. Görmek incinebilir olmayı gerektirir. Diğer türlü hep aynı şeyler tekrar eder. Duygululuk incinebilirliliktir. Yaralanmaya, görmenin hakikat anı denilebilir. Yaralanma olmadan hakikat ‘Wahrheit’ yoktur; doğruyu almak, yani algılama ‘Wahr- nehmen’ da yoktur.” Burada yaralanma bir kusurdur, pürüzdür. Ama asıl hakikat de odur. İşin özü bakma ve yorumlama, algılamadadır. Hayatı akışına göre yaşamak da kabullenmek ve doğal olanı görebilmekte gizlidir.