Japonya’ya Yolculuk – Uçuş
Havalimanına gidiş
5 ocak 2016’da Atatürk Havalimanı’ndan uçağım kalktı. 1 gün öncesinden çantamı hazırlamıştım. Hafif bir kahvaltı yapıp havaalanına gittim. İlk defa yurt dışına çıkacağım için kafam biraz karışıktı. Önce dış hatların nerede olduğunu bir görevliye sordum. Sanırım D kapısından girdim. X-ray cihazından geçtim ve biletimi aldığım acenteye gittim. Bana check-in için F bankosunda beklememi söyledi. F kısmına gittiğimde çoğu Rus olan insanlar vardı. Yarım saat kadar sıra bekledikten sonra görevli personeller geldi ve hızlıca check-in yapıldı. Ben Moskova aktarmalı gideceğim için bana 2 tane bilet verdiler. Bir tanesi İstanbul’dan Moskova’ya, diğeri ise Moskova’dan Tokyo’ya kadar.
Vedalaşma
Uçağa binişler 13:30’da başlayacağı için geç kalmamamı söylediler. Yurt dışına çıkacağım için 15 TL’ye pul harcı mıdır nedir onu ödedim. Ardından pasaport kontrolden geçtim. Pasaport kontrolden sonrası tek başınıza geçiyor. Buradan önce yakınlarınızla vedalaşacaksınız. Ben sadece babamla geldim. Vedalaştık ve ben gittim.
Ben uçuşumu Rus havayolu şirketi Aeroflot ile yaptım. Biletimi yaklaşık 1 ay öncesinden almıştım. Ben aldıktan yaklaşık 10 gün sonra Suriye sınırında bir uçak düşürdük. Bu uçağın daha sonra Rus uçağı olduğunu öğrendik. Ben de acenteyi arayıp uçuşlarda sıkıntı olup olmadığını sordum. Herhangi bir sıkıntı yok dediler. Öyle de oldu.
Uçağa binmek için kapıda bekledik. Otobüs geldi ve bizi uçağa götürdü. Uçak gri renkti ufak eski bir uçak gibi görünüyordu. Yan tarafından THY’nin kocaman uçağını görünce öyle gelmiş de olabilir 🙂
Uçaktayız
Uçakta yanımda Rus bir bayan vardı. Yaklaşık yolculuk 3 saat sürdü. Kendisi ile pek konuşmadık. Sadece gelen yemeklerde domuz ve alkol katkısı olup olmadığını sordum. Bir de ben koridor tarafındaydım. O ise cam kenarında dışarının resmini çekiyordu. Ben de telefonumu verip bir resim çekmesini istedim. Resim yukarıda.
Bindiğim uçak ufak da olsa müthiş rahattı. Çok rahat bir uçuş oldu. Diz mesafesi gayet iyiydi. Personeller de çok iyi davrandılar. Sağ tarafımda sonradan Türk olduğunu öğrendiğim birisi vardı. Onun arkasında da bir Türk varmış. Sağ tarafımdaki uyuyup kalmıştı. İnmeden önce hostes onu uyandırmak için kolunu okşuyordu. Dokunmuyordu! Okşuyordu 😀 Ben gülünce o da güldü. Lavaboya gitmek için ayağa kalktım. Uyuşuk Türk’ün arkasındaki vatandaş bana baktı ve sen Türk müsün? dedi. O kadar belli oluyor mu dedim. Artık nereden anladıysa 🙂 O kadar da Ugandalı taklidi yapmıştım.
İniş anı geldi. Ben de camdan dışarıya bakıyordum. Fakat bir sorun vardı. Camdan bir yol gördüm. Uçak yolun üstünden geçti sağa döndü ve tekrar o yolun üstünden geçti. Derken bir daha geçti. 3 kere havada döndüğümüzü anladım. Moskova’da havada siyah bir sis vardı. Sanırım uçak o yüzden inemiyordu. Zaten 15 dakika gecikmeli indi. Uçak inince yolcular alkışladılar.
5 dakika daha
Moskova’ya indik. Benim sadece sırt çantam vardı bu yüzden bagaj beklemedim. Uçakta 5 dakika daha bekledikten sonra indirdiler. Ve ben direkt transit geçişe doğru koşmaya başladım. Zira uçağım gecikmeli indi ve yerde de beklemişti. Benim sonraki uçağa binebilmem için sadece 18 dakika kadar zamanım kalmıştı. Koştura koştura kapıma doğru gidiyordum ki..
Merdivenlerin başında çok güzel bir Japon genç kız bana bakıyordu. Ben de durdum ona baktım. 2 saniye kadar bakıştıktan sonra ben yavaşça merdivenlerden çıktım. O da indi. O inerken ben çıkarken bir birimize bakıyorduk hala. Ben durdum ve ne oldu dedim. O da bana senin resmini bir internet sitesinde gördüm dedi. Ben de nerede gördün dedim. Sanırım karıştırdım gibi şeyler söyleyip özür diledi ve gitti. Hiç vaktim yoktu. Koşmuştum, nefes nefeseydim, lavaboya da gitmek gerekiyordu bu yüzden konuşmayı uzatamazdım. Hayatımda ilk kez 5 dakika daha zamanı hiç bu kadar istememiştim. Ne sabah uyanırken, ne de sınavda…
Transit geçişi oklarla göstermişler. Moskova’ya hiç giriş yapmadan direkt diğer uçağa geçiyorsunuz. Tabi gene xray cihazından geçeceksiniz. Ve 3 saniye kadar pasaportunuz ile biletinize bakıyorlar. Hiç bir sıkıntı yaşamadan uçağıma bindim. Ve…
Devasa uçak
Yeni DEVASA uçağa bindim. Her yer Japon 😀 Sumimasen, chotto matte kudasai sözleri ile yerime geçtim. Uçak aşırı modern bir uçaktı. Diğeri uçaksa bu uzay gemisiydi. Her koltuğun arkasında TV vardı. İçinde çeşitli filmler var, müzikler, belgeseller ve hatta oyunlar vardı. Yanında da kumandası. Herkese kulaklık dağıtıldı. Ben bir kaç film açtım hepsi İngilizce veya Rusçaydı. O yüzden kapattım. Tavla oyunu vardı. Uçağı da yendim :p
Uçakta sağ tarafımda bir Japon vardı. Hani filmlerde iri yarı ama aptal adamlar olur ya hah onlardan gibi geldi bana. Ergendi yüzü sivilce doluydu. Ayakkabısını çıkarmış ve önündeki koltuğun sepet kısmının üzerine ayağını koymuştu. Ayakları dergilere değiyordu. Okuyom ben yaaa onları diyecektim. Neyse yemek geldi ben yemedim. Yaklaşık 10 saat boyunca sadece uyudum. Terlik getirdiler. Ayakkabılarımızı çıkardık ve artık terliklerle uçakta dolaşabiliyorduk. Hizmet çok iyiydi. Ama uçak çok sallanıyordu. Diz mesafesi kısaydı. Diğer eski uçak çok daha rahattı.
Uçakta inmeden önce Japon vatandaşı olmayanlara aşağıdaki gibi bir kağıt verildi. Ben de aldım tabi.
Uçak yolculuğumda yanımda bir tane Pakistanlı mı Hindistanlı mı ne anlamadım bir bayan vardı. Sanki ben vebalıymışım gibi bir kere dönüp bakmadı. Tam 10 saat boyunca! Herkesin yanında Japon vardı. Benim niye yoktu 🙁
Uçaktan indim ve Tokyo Narita Havalimanındayım 🙂
Sonraki yazımda Japonya’da ilk gün: Tokyo, Akira sensei ile ilk buluşma, Kapsül otel, Akihabara, Maid kafe kızları, gittiğimiz bir KFC, suika kartı, Shinkansen, Yumiko san’dan bahsedeceğim. Bundan sonra bol bol resim geliyor 🙂
Görüşmek üzere 🙂
Etiket:aeroflot, japon, japonya, japonyaya nasıl gidilir, Japonyaya yolculuk, uçak, uçak bileti
1 Yorum
Merhaba Japonya’ya giriş için verdikleri form hakkında detaylı bilgi sağlayabilir misiniz?