Japonya’ya Yolculuk – Tokyo
Sonunda geldik. Yaklaşık 14 saatlik uçuş sonunda Tokyo’da bulunan Narita havalimanına ulaştık. Pasaport kontrol kısmına giderken şu resimleri çektim:
Aşağıdaki resim zaten ünlü bir resim. Çekmesem olmazdı 🙂 Çekerken sol taraftakiler durdular ve çekerken geçmediler.
Uçakta bana verilen kağıdı doldurdum. Doldururken çekik gözlü bir kızdan yardım aldım. Kızı Japon sanıp Japonca konuştum fakat Bişkek’li çıktı. Formu doldurduktan sonra, görevliye verdim. Başka bir şey yapmam gerekiyor mu diye merak ederken başka bir form daha doldurmam gerektiğini öğrendim. Bu form aşağıdaki form oluyor. Japonya’ya gelirken birisi için bir şey getirdiniz mi, hiç suç işlediniz mi, uyuşturucu kullandınız mı gibi sorular var. Narita havalimanında ücretsiz wifi var. İhtiyacınız olursa internete bağlanıp bir yakınınızdan formu doldurmak için yardım isteyebilirsiniz.
Yukarıdaki formu doldurup verdim. En son artık hava limanından çıkacağım fakat yanıma getirdiğim ilaçlar var. Güvenliğe onlardan bahsettim. Yanımda getirdiğim reçeteyi ve gideceğim okulu gösterdim. Tamam deyip yol verdiler ve ülkeye girdik artık 🙂
İnternetten Akira Hoca’ya mesaj attım. Onun da izin günüymüş o gün. JR station‘a git ve Tokyo İstasyonu için bilet al dedi. Narita’dan Tokyo İstasyonuna 10 dakikadan daha kısa sürede vardım. Akira sensei istasyonda bekleyeceğini söylemişti. Tam da Akira sensei’nin bulunduğu yerde indim. Soluma baktım direk Akira sensei 🙂 Sarıldık selamlaştık falan. Çok mutlu oldu. Ureshii, ureshii diye yırtındı 😀 Aşağıdaki resim bir masaya oturduktan sonra çekildi.
Sırt çantamı tren istasyonundaki güvenli dolaplardan birisine koyduk. Japonya’da tren istasyonlarında güvenli dolaplar var. Ücretini hatırlamıyorum da gayet uygun. Dolaba koyduk anahtarı aldık ve çıktık. Giderken ben bir makineden kola aldım. Tabii ilk defa gördüğüm içecekler de vardı. Hepsini sordum. Sanırım bir tanesi ayrandı. Yoğurt içeceği demişti zira. Neyse kolamı aldım ve çıktım yukarıya. Bir masa bulduk ve oturduk. Akira sensei benim için emlakçıyı aradı ve bugün gelirsek eve çıkabilir miyiz diye sordu. Mümkün değilmiş. Mecburen otel aradık. Akira sensei kapsül otellerin ucuz olduğunu söyledi ve bir tane internetten buldu. Telefon etti ve yer ayırttı. O yer ayırırken ben de onun resmini çektim.
Burada biraz sohbet ettikten sonra gezmeye çıktık. Beni direk Akihabara’ya götürdü. Aşağıdaki resimleri orada çektim. Book-off denen kitapçılara falan gittik. Anime manga figürlerinin satıldığı yerleri gösterdi. Elektronik eşya satan yerleri gezdik falan. Çok fazla resim çekmedim açıkçası burada. Keşke çekseymişim.
Özellikle de maid kafe kızlarını 🙂 Maid kafelerde sohbet etmeye gidiyorsunuz. Karşınızda güzel kızlar oluyor. Biraz da seksiler. Kyoto’da da var dediler. Ben de Tokyo’da resim çekmedim hiç :p 4 gündür buradayım bir tane bile göremedim. Nerede bunlar 🙁
Gezdik tozduk derken otele gittik. Otelde çantamın fermuarı patladı maalesef. Akira sensei’ye ise alfabe ve dilbilgisi kitabımızdan getirmiştim. Onları verdim. Resim çekelim dedi. Resepsiyondaki bayandan rica ettik. Ben güzel çıkmadım ama olsun :p
Akira Sensei bana suika adında bir kart verdi. İçinde 10.000 yen var. Hediye olarak sundu. Bunun nerede nasıl kullanıldığını öğretti. Marketlerde veya otobüste kullanabilirsiniz. İçine para yüklüyorsunuz ve onu harcıyorsunuz. Böylece bozukluklarla uğraşmıyorsunuz. Kombini denen mağazalardan doldurabilirsiniz. Bilet satan makinelerden suika satın alabilirsiniz.
Dönüşte beni otele bıraktı sensei ve gitti. Ben odama geçtim. Aşağıda odamın içinden bir resim var. Kapsul otellerin odalarında 1 tane yataklık yer var. Televizyon duvarda asılı. Bir tane anahtarlı dolap var. İnternet mevcut. İnternet şifresi odada duvarda asılı. Tuvalet ve banyo ortak. Gayet de temizler. Hatta çamaşırhanesi de vardı benim kaldığımın. Aşağıdaki kişi benim gene. Bir insan her resimde ancak bu kadar farklı çıkar zaten 🙂
Sonraki yazımda shinkansen ile kyotoya yolculuk, emlakçıyla buluşma, eve yerleşme gibi şeylerden bahsedeceğim.