Japon mimarisi: geleneksel konut mimarisi
Geleneksel Japon mimarisi, geleneksel Japon evleri (minka) – hani bu görkemli çatıları olan ahşap evler – her baktığımda bana farklı bir huzur vermiştir. Zaten ahşap evlere karşı ayrı bir sempatim var, ahşap ile Japon mimarisi birleşince tadından yenmez bir hale gelmiş fikrimce… Bir mimarlık öğrencisi olarak içinde yaşamayı deneyimlemek istediğim yerlerdendir bu evler ^_^ Evlerin içini henüz kişisel olarak tecrübe etmesem de o kendine has görüntüsü ve yapısıyla şimdiden gönlümü fethetmiştir :p Şimdi sizleri sıkmadan şu görkemli evlere değinelim;
Adalar ülkesi Japonya’da, geleneksel mimari sadelik ve minimalizm esasına dayanıyor. 16.yy Japon mimarisinde konutlarda fiziksel rahatlık ikinci planda tutulmuştur. Konutlarda geleneksel mimariyi malzeme yaklaşımı belirlemiştir. Evler genelde hinoki türündeki ahşaptan yapılmış ve ahşap direklerle desteklenmiştir. Genelde çiftlik evlerinde çatılar kiaki ağacı sazları iplerle bağlanarak kullanılmıştır ve iklim nedeniyle kar yükünü hafifletmek amacıyla çatı eğimleri fazladır. İç mekanlarda ise kağıt sürgülü kapılar, tatami hasırı ile kaplı zeminler, bambu ve saz gibi hep organik malzemeler hakimdir. Çiftlik Evleri;
Tatami; yaklaşık 600 yılı aşkın süredir Japon evlerinde kullanılan, pirinç kamışlarından yapılmış bir tür hasırdır. Bu hasırlar 95 cm x 191 cm ebatlarındadır. (tatami boyutları bölgesine göre 3-4cm değişiklik gösterebilmektedir.) Evin tüm bölümleri, oda boyutları, kat yükseklikleri bu tatami ölçüleri baz alınarak hesaplanır. Bir geleneksel Japon evinde kat yüksekliği işleve bağlı olarak; 2/3 tatami(~120cm), 1,5 tatami(~270cm) ve 2 tatami(~360cm) arasında değişmektedir. 2 tatamiden fazla olan ölçek anıtsal olarak kabul edilir. Mesela Himeji Şatosu —17.yy Japon şato mimarisi örneklerindendir. Tatami;
Zen Felsefesine dayanan, günümüze kadar varlığını sürdürmüş shoin-zukuri geleneği; 5.yy kadar uzanan Japon mimari tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu geleneğe göre,
- Dış çevrenin içeriye alınması yani yapının bahçesi ve içinin uyum içinde olması,
- Yere yakın sade ve organik malzemelerden yapılmış mobilyaların kullanılması,
- Hareketli paravan, sürgülü panellerle esnek sınırlar yaratılması,
- Mekan içinde dolaylı bir aydınlatma kullanılması,
- Değerli eşyaların saklandığı taştan mahzen ve depolama bölümlerinin yapılması,
- Kırmızı, siyah ve altın vurgulu pastel renk skalalarının kullanılması,
- Giriş kapısında bir antre bulunması,
- Koridor sistemin çözülmesi,
Bu geleneğin başlıca özelliklerindendir. Bahçe ve veranda;
Japonya’da bahçe kavramı çok önemliymiş ve genelde her ailenin bahçesi varmış. Eğer bir ailenin bahçesi yoksa bu Japon kültüründe o ailenin fakir olduğunu göstermekteymiş. Evlerin iç tasarımına bir göz atalım efenim;
Evlerde odalar bazen açık tavanlı, tavandan ışık alacak şekilde tasarlanabilmekte ve odalar çok amaçlı kullanılabilmektedir. Yani yeme, içme, yatma ve oturma gibi… Japonlar odalarda çok fazla eşya kullanmayı sevmezlermiş bu arada 😀 Evlerde şömine yerine odanın ortasında yer alan ateş yakılabilecek bir bölüm oluşturulmaktadır. Bu bölüm hem yemek pişirmek hem de ısınmak amacıyla kullanılabilmektedir.
Odaların birinde -genellikle oturma odasında- onur veya sanat köşesi olarak da bilinen tokonoma denilen yerden 5-7cm yükseklikte dekorasyon köşeleri bulunmaktadır. Bu bölümde çeşitli duvar süslemeleri ve ya çiçekler yer alabilmektedir. Genelde bu bölümün yanında oshiire denilen sürgülü kapaklı, içine yatak-yorgan konulan derin bir dolap yer alır ya da alttakine jibukuro üstekine ise tenbukuro denilen küçük dolaplar ve bu küçük dolaplar arasında çakışmayacak şekilde düzenlenmiş özel raflar bulunur. Tokonoma ve oshiire:
Kapı olarak veya odayı bölmek amacıyla kullanılan ve güneş ışığını hafifletmeye yarayan yarı saydam shoji adı verilen paneller ahşap, kağıt ve kumaş gibi malzemelerden oluşmaktadır. Shoji sürgülü kapı:
Kayarak açılan sürgülü, saydam olmayan fusuma adı verilen kapılar üzerine doğadan biçimler, bitkisel ögeler, hayvan tasvirleri gibi çeşitli resimler işlenmektedir.
Animelerde de görmeye alışkın olduğumuz Japon yer yatakları futon adı verilen; yastık(makura), üzerine yatılan yatak(shikibuton) ve yorgan(kakebuton) olmak üzere 3 parçadan oluşan yataklardır.
Soğuk kış günleri düşünülerek tasarlanmış kotatsu adı verilen, altında elektrikli bir ısıtıcısı(eskiden kömürlü bir ısıtma sistemi varmış) bulunan alçak masalar kışın futonla birleştirilerek kullanılmaktadır. Kotatsu ısıtıcısı:
Kotatsunun altı yukarıda gördüğünüz gibidir. Elektrikli bir ısıtıcı bulunur.
Üzerine zabuton adı verilen minder konularak oturulan ya da kendinden minderli bacaksız sandalyelere zaisu denilmektedir. Zaisu ve zabuton:
Bir dekorasyon ürünü olan andon adı verilen çevresi kağıtla kaplı ve içinde mum olan aydınlatma gereçleri günümüzde de kullanılmakta olup elektriklileri de mevcuttur.
Japonlarda da tıpkı biz Türkler gibi evlerine girerken ayakkabılar çıkarılır. Çünkü tatami döşenmiş yer üzerinde hem yatılır hem yemek yenilir. Yerlerin temiz kalması için eve girerken genkan adı verilen giriş holünde ayakkabılar çıkarılıp terlik giyilir. Genkan bölümü:
Teknolojinin gelişmesiyle Japonya’da da konut yapımı gelişmiş modern mimariye ayak uydurmuştur. Günümüzde modern Japon mimarisinde ise paslanmaz çelik, brüt beton ve çay sanatını hatırlatan seramik ögeler yer almaktadır. Tadao Ando bu modern Japon mimarisinin önemli isimlerindendir. Bunun dışında Tokyo gibi büyük şehirlerde, batılı tarzda yapılar ve gökdelenler de Japon mimarisinde yerini almıştır. Tadao Ando:
Her ne kadar yapılar batılı tarza yaklaşsa da iç tasarımda, geleneksel evlerden esinlenilmekte ve Japonlar evlerinde genellikle bir odayı tatami odası (washitsu) olarak döşemektelermiş. Son olarak fotoğraf araştırırken bulduğum hoş bir skeç çalışmasını da ekliyorum =) açıklamalarıyla birlikte iyi bir kaynak olmuş fikrimce:
Etiket:fusuma, japon evleri, Japon Kültür, Japon mimarisi, shoin-zukuri, Shoji, tadao ando, tatami, tatami room, tokonoma, washitsu