Japon kibarlığı: kuru bir teşekkürden daha fazlası
Hepimiz farklı kişisel özelliklere sahibiz. Çoğu zaman, kapıyı birileri için açık tutmak ya da (rahatsız edici olmayan) müşterilere yardımcı olmanın kibarlık olduğu konusunda hem fikiriz. Kuyruğa girmek ya da çöpünü caddeye fırlatmanın da kaba olduğu konusunda da hem fikiriz. Fakat, bir çok şey, gerçekten şehre, insana ve de duruma bağlı olduğu belirsiz sahalara düştüğü görülüyor.
Örneğin, bana göre birisiyle omuz omuza çarpışma, (omuz omuza çarpışma iki insanın caddedeyken, omuz omuza değmesidir) özür dilenmezse çok kabadır. Fakat, benim kocam, öyle bir şey olduğunda hiçbir şey söylememenin kibarlık olduğunu düşünüyor – çünkü duruma dikkat çekmek durumu daha da kötüleştiriyor sadece.
Bence, hangi durum olursa olsun, kapıyı sizin için açık bırakan birilerine “teşekkür ediyorum” demek kibarlıktır… Fakat çoğu zaman, asansördeki bayana, garsona ya da güvenliğe teşekkür ediyorum diyen tek kişi olduğumu düşünüyorum. Kocam, sadece işlerini yapan kişilere teşekkür etmenin tuhaf olduğunu düşünüyor.
Naziklik, Japonya’da bir tanrı vergisidir. Sebebini söyleyemem. Bu galiba, geleneğin hoş bir karışımı, samuray şekli ve de biraz tarihtir. Size bunun benim yapabileceğimden çok daha iyi şekillerde sebebini anlatan düzinelerce çevrimiçi makale bulabilirsiniz. Aslında, ortak GP yazarı Yumi’s Uchi, Soto ve Japon Grup Kültürü makalesi daha ileri bilgiler için mükemmeldir.
Burada söylemeye çalıştığım şey, nazik olmanın sadece teşekkür etmenin yanında bir çok yolu olduğudur. Japonya’nın herhangi büyük bir şehrinde yaşamak, bu sistematik nazikliği deneyimlemek için muhteşem bir yoldur. Her gün görebilirsiniz. Bu ülkedeki nüfusun büyük çoğunluğu, uyum içinde olmak uğruna, uyuma inanıyor. Ve de, rahat, kişiler arası ilişkilere, kibarlığa dayanan bir topluma sahip olduğunuzda, kibarlık mecburi olacaktır.
Peki sizin Japonya’daki kibarlık hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Yazı İngilizceden çevrilmiştir
Etiket:japon, japon kibarlığı, Japon Kültür, japon kültürü, japonya