İkigai felsefesi; Japonların uzun yaşam sırları
İkigai kelimesini daha önce hiç duydunuz mu?
Sabahları sizi ayağa kaldıran şey nedir? Gitmeniz gereken bir iş, okuduğunuz okul, sorumluluklarınız… Çok nadir buluşulan arkadaşlar, bir bardak sıcak çay, okumaya vakit bulamadığınız kitaplar ve size enerji verecek o şarkılar… Hepsi çok basit bir şekilde yaptığınız günlük aktivitelerdir aslında. Fakat hayatın o yorucu ve zaman öldürücü olumsuzlukları size olanak vermez. En basitinden hayatın yorucu anları, iş stresi, kaçırılan otobüsler, beklenmedik aksilikler derken zamanımız akıp gidiyor.
Japonya’da uzun yaşama dair diğer yazımız da ilginizi çekebilir.
Yazı içinde zıplamak için aşağıdaki linkleri kullanabilirsiniz.
Stres uzun ömürün katilidir diye yazıyor Hector Garcia İkigai adlı kitabında. Stres, yaşamı kalitesizleştirir. İyi, uzun ve mutlu bir yaşam için kişi kendisini bulmalı, kendisine sahip çıkmalıdır. Bu yazımızda İkiagi felsefesini, Japonların uzun yaşam tanısını aktaracağız.
İkigai 生き 甲斐 terimi iki Japonca kelimeden oluşur: hayat; canlı anlamına gelen iki 生き ve değer; kullanım; fayda; anlamına gelen kai 甲斐. Sonuç olarak: yaşamak, hayatta olmak için bir neden; yaşam için bir anlam; yaşamı yaşamaya değer kılan şey; varoluş nedeni anlamı oluşur.
Bu felsefe Japonların hayatlarının merkezinde büyük bir yer edinmiş hatta emeklilik kelimesi yerine kullanılmaya başlanmıştır. Kendini bulmaya, onları yataktan kaldıran şeyin ne olduğunu sormaya iten bu felsefe onların hayat gayesi olmuş, varoluşlarının nedenini aramaya, nasıl bir kişiliğe sahip olduklarını bulmaya itmiştir.
İkigai için 9 kural
• Öncelikle emekliliği unutun.
• Kötü anda bile gülümsemeyi ihmal etmeyin.
• Egzersiz yapmaya sürekli devam edin.
• Çevrenizde iyi insanlar, iyi arkadaşlarınız olmasına özen gösterin.
• Doğal yaşamı asla arka plana atmayın. Siz de onun bir parçası olduğunuzu unutmayın.
• Acele anında yavaşlayın. Yetişmezse diye dert edip hata yapmaktansa yavaşlayın.
• Daima keyif aldığınız uğraşlar ile meşgul olunuz.
• Her sabah uyandığınızda ne için uyandığınız gayesi sizinle olsun.
• Teşekkür etmeyi bilin.
Görsel; Türkiye Zeka Vakfı
Peki kendi ikigaimizi nasıl bulmalıyız?
İkigainizi bulmak için öncelikle kendimize şu soruları sormamız lazım;
• Bu hayatta gerçekten ne yapmak istiyorum? Beni en çok mutlu edecek şey nedir?
• Beni heyecanlandıran ve tutkumu arttıran şey nedir?
• Asıl yeteneğim nedir? Bunu ortaya nasıl çıkarabilirim?
• En son Dünyayı ne zaman hatırladım?
Bu sorularla birlikte kendinizi eleştirip, eksik ve artılarınızı ölçüp hayat gayenizi, yeteneklerinizi ve farkında olmadığınız birçok özelliğinizi keşfedebilirsiniz. Hatta linklediğimiz İkigai testiyle kendi ikigainizi de soruları cevaplayıp bulabilirsiniz.
İkigai Testi için tıklayabilirsiniz.
Japonların uzun yaşamı
“Genç bir zihin sizi yaşlanma sürecini yavaşlatacak sağlıklı bir yaşam tarzına da götürür.” Bu düşünce Japonya’daki uzun yaşam süresini açıklar nitelikte. Dünyanın en uzun ömürlü insanları, Japonya’nın güneyindeki Okinawa adasının Kitanakagusuku köyündekiler. Bu köydekilerin ortalama yaşam süresi 89 yıl.
Telaşsız yaşam tarzlarını mümkün kılan şey, kaygıyı hayatlarından çıkarmış olmaları. Gelecek kaygısı, yanlış anlaşılma kaygısı, yalnız kalma kaygısı ve belki de en etkili olan ölüm kaygısını yaşamadıkları için gündeliklerine odaklanmaları zor olmuyor.
Peki İkigai felsefesi ile birlikte Japonların uzun yaşamlarının özel noktaları nelerdir?
- Sabahın ilk ışıklarında uyanıyorlar.
- Her gün egzersiz yapıyorlar.
- Genellikle sebze ağırlıklı besleniyor.
- Her yaştan insanın mutlaka uğraştığı bir tane hobisi var.
- Genellikle yeşillik alanlarda sosyalleşiyorlar.
105 Yaşına Kadar Yaşayan Japon Doktor Shigeaki Hinohara’dan Uzun Yaşam Tavsiyeleri
1911 doğumlu Japon doktor Shigeaki Hinohara, 2009’da Times’a verdiği bir röportaj sırasında bu tavsiyeleri vermiş ve doktor o dönem dünyanın çalışan en yaşlı doktor ve eğitimcilerinden biriymiş.
1. Kısa yolu tercih etmeyin.
“Sağlıklı kalmak için her zaman merdivenleri tercih edin ve kendi eşyalarınızı kendiniz taşıyın. Ben kaslarımı harekete geçirmek için basamakları ikişer ikişer çıkarım.”
2. Kendinizi meşgul tutun.
“Her zaman ilerisi için plan yapın. Benim ajandam şimdiden 2014’e kadar (5 yıl sonrası) derslerle ve olağan hastane işlerimle dolu.”
3. İyi beslenin, az yiyin.
“Uzun yaşayan herkesin -ulusu, ırkı veya cinsiyeti fark etmeksizin- ortak bir özelliği var: Hiçbiri fazla kilolu değil. Ben kahvaltıda kahve, bir bardak süt ve içinde bir kaşık zeytinyağı olan biraz meyve suyu içiyorum. Zeytinyağı hem damarlar için çok faydalı hem de cildimi sağlıklı kılıyor. Öğle yemeğinde ise süt ve birkaç kurabiye yiyorum. Meşgul olduğumda ise hiçbir şey yemem. İşime meşgul olduğum için hiç açlık hissetmem. Akşam yemeğinde sebze, biraz balık ve pilav yerim. Haftada iki kez de 100 gram yağsız et.
4. Gençlik enerjinizi yeniden keşfedildi
“Enerji kendinizi iyi hissetmekten doğar; iyi yemek yemekten ya da çok uyumaktan değil. Çocukluğumuzu hatırlayalım, eğlenirken çoğunlukla yemek yemeyi ya da uyumayı unuturduk. Bu davranış biçimini yetişkinler olarak da sürdürebileceğimize inanıyorum. Bedeni öğle yemeği ya da uyku saati gibi kurallarla yormamak en iyisi.”
5. Topluma katkı sağlamaya devam edin.
“Uzun yaşamak harika bir şey. 60 yaşınıza kadar aileniz için çalışmak ve amaçlarınızı gerçekleştirmek kolay. Ama 60’tan sonra topluma katkı sağlamak için çalışmalıyız. Ben 65’imden beri gönüllü olarak çalışıyorum.”
6. Diğer disiplinlerin de değerlerini öğrenin.
“Bilim tek başınayken insanları iyileştiremez ya da onlara yardım edemez. Bilim bizi bir arada kılar fakat hastalık bireyseldir. Her insan benzersizdir ve hastalıklarının kendi gönüllerinde bir yeri vardır. Hastalığı bilmek ve insanlara yardım edebilmek için yalnızca tıbbi bilimlere değil sosyal bilimlere ve görsel sanatlara da ihtiyacımız var.”
7. Meslek ahlakınız olsun.
“Emekli olmaya asla gerek yok. Ama emekli olmanız gerekiyorsa, bu 65 yaşından çok sonra olmalı.”
8. Sahip olduğunuz bilgiyi yayın.
“Bildiğiniz şeyi paylaşın. Ben yılda 100 ilkokul çocuğuna ve 4500 iş insanına toplamda 150 ders veriyorum. Genellikle 60 ile 90 dakika boyunca ayakta durup konuşuyorum; güçlü kalmak için.”
9. Materyalizme direnin.
“Maddi şeyleri biriktirmek konusunda deli olmayın. Unutmayın: Sıranın ne zaman size geleceğini bilmiyorsunuz ve maddi şeyleri yanınızda götüremeyeceksiniz.”
10. Eğlenmenin gücünü asla hafife almayın.
Acı esrarengizdir ve onu unutmanın en iyi yolu eğlenmektir. Mesela bir çocuğun dişi ağrıyorsa, onunla bir oyun oynamaya başlarsınız ve anında ağrısını unutur. Hastaneler insanın temel ihtiyacını karşılamalıdır: Hepimiz eğlenmek istiyoruz. Bizim St Luke Hastanesi’nde müzik, hayvan terapisi ve sanat derslerimiz var.”
11. Kalbinizin sesini dinleyin, her şeyi sorgulayın. Doktorunuzun reçetesini bile.
Bir doktor size bir test yaptırmanızı ya da ameliyat olmanızı önerdiğinde, böyle bir prosedürü kendi eşine veya çocuğuna tavsiye edip etmeyeceğini sorun. Genel kanının aksine, doktorlar herkesi tedavi edemez. O halde neden gereksiz operasyonlarla acı çekesiniz? Ben müziğin ve hayvan terapisinin, doktorların hayal edebileceğinden daha çok işe yarayabileceğini düşünüyorum.”
12. İlham kaynaklarınız olsun.
“Bir rol model bulun onların yapabildiğinin de üzerine çıkmaya çalışın. Babam 1900’de Duke Üniversitesi’ne, A.B.D.’ye gitti. Kendisi öncü bir kişi ve benim kahramanımdı. Ardından başka yaşam rehberleri de buldum ve ne zaman sıkışsam, bu problemle onlar nasıl başa çıkardı diye kendime sordum.”
İkigai hakkında ne düşünüyorsunuz?
1 Yorum
Paylasim icin tesekkurler, emeginize saglik 🙏🏻.