İkebana çiçek düzenleme sanatı
En sevdiğim çiçek papatyadır. Öyle mis gibi kokmasa da o sadeliğini sevmişimdir hep. Bir demet papatyayı bir demet güle tercih ederim yani o derece… Ayrıca kararsız bir insan olmamdan dolayı papatya falları bazen çok işime yaramıştır. Hayırdır nereden çıktı bu çiçek faslı diyeceksiniz belki… Sadede gelirsek başlığımızdan da anlaşılacağı üzere bu bölümümüzde; bulmacalarda da sık sık sorulan -7 harfli- Japon çiçek düzenleme sanatını inceleyeceğiz. ^_^
İkebana (生け花) Japon çiçek düzenleme sanatına verilen isimdir. Kelime olarak ikeru (生ける) yani ‘yaşamak’ ve hana (花) yani ‘çiçek’ sözcüklerinden türemiştir; çiçekleri yaşatmak, düzenlemek gibi bir anlamı vardır. İkebana çiçek düzenleme sanatı; çiçeklerin yolu anlamına gelen; kadou(花道) olarak da bilinir.
İkebananın ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmemektedir ama 7.yy’da Japonya’ya gelen Budizm ile oluştuğu düşünülmektedir. Çünkü Buda’nın onuruna çiçek sunmak Budist ibadetlerinin bir parçasıymış. Daha sonra bu evrimleşerek ölülerin ruhu için çiçek sunmaya dönüşmüştür. İlk klasik ikebana stilleri 15.yy ortalarında çıkmış; ilk öğrenci ve öğretmenler Budist rahipler ve üyeler olmuştur. Zamanla farklı ikebana okulları açılarak farklı stiller oluşturulmuştur. Günümüzde ikebana Japonya’da bir geleneksel bir sanata dönüşmüştür.
İkebana sanatına göre her çiçek sembolik bir anlama sahiptir. Birçok sembolik anlamlar ve stiller vardır ancak bunların ana dayanağı cennet-dünya-insan üçlemesidir. İkebana sanatının uygulamasında sessizlik zorunludur. Uygulama sırasında insanlar yoğun hayatlarını bir kenara bırakarak doğanın derinliklerini anlamaya çalışırlar.
Ikenobo, 15.yy’da Budist rahip Ikenobo Senei tarafından kurulmuş en eski ikebana okuludur. Ikebana aynı zamanda rikka yani ‘dik duran çiçekler’ stilini oluşturan kişidir. Bu stil Budist inancında cennet misali olan doğanın güzelliklerinden ilham almaktadır.
Kyoto’da bulunan Rokkakudo tapınağında ikebana faaliyetleri uzun zamandır devam ettirmektedir. Tapınakta verilen bu eğitim ile birçok papaz ve aristokrat kesiminden insanlar yetişmiştir. İkebananın başka bir stili de 16.yy sonlarına doğru çay seremonisi ile ortaya çıkan nageire’dir. Bu tarz da sadelik ve doğallık önemlidir. Bu stilin kullanılmaya başlaması ve geleneksel Japon evlerinde tokonoma bölümünde çiçeklerin sergilenmesiyle minimalist bir uygulama yapılmaya başlanmıştır. Nageire stili 19.yy’da da kullanılmış olup batının Japon kültürünü etkilediği bir dönemde ortaya çıkmıştır.
17.yy’a gelindiğinde ikebana halkın birçoğu tarafından uygulanmaya başlamış ve zamanla seika ve shoka stillerinin ilk örnekleri oluşturulmuştur. Shoka sanatında 3 ana dal kullanmaktadır. Bu 3 dal ile cennet anlamına gelen ten, dünya anlamına gelen chi ve insan anlamına gelen jin sembolize edilir.
Moribana ve nageire stilinde; H: Heaven (cennet), M: Man (insan), E: Earth (dünya) dalların dizimi;
20.yy’ın başlarında sanatsal hareketlerinin etkisiyle ikebana stilleri yerini jiyuku adı verilen serbest stile bırakmıştır. Bu değişimlere rağmen ikebana başlangıçta olduğu gibi üst sınıf kesimlere aitti.
1930’da ve savaş sonrası dönemde tüm sosyal sınıfları da içeren pek çok İkebana okulları açılmış ve dünyaya yayılmıştır. Ve zamanla uygulamada çelik, plastik gibi doğal olmayan malzemeler ikebanada kullanılmaya başlanmıştır.
Nageire stili:
Moribana stili:
Günümüzde İkebana kabaca 2 farklı stile ayrılabilir. Bunlar; moribana adı verilen yassı saksıların, vazoların kullanıldığı yatay stil ve nageire adı verilen uzun saksıların, vazoların kullanıldığı dikey stildir.
Günümüzde Japonya’da İkebana eğitimi veren yaklaşık 3000 okul bulunmakta ve eğitim alan öğrencilerin çoğunluğu kız imiş. Bu okullardan en ünlüleri ise; İkenobo, Ohara, Sogetsu.