Ao No Exorcist anime tanıtımı
Sizlere temposu bir an bile düşmeyen, eğlenceli ve sürükleyici bir seriden bahsetmek istiyorum; Ao No Exorcist. Hikayemiz, ikiz kardeşi Yukio ile birlikte Peder Shiro Fujimoto tarafından büyütülen ve çocukluğundan beri anormal bir kuvvet ve dayanıklılığa sahip bir genç olan Rin Okumura‘yı anlatıyor.
Tür: Aksiyon, Fantastik, Doğaüstü Güçler, Komedi
Bölüm Sayısı:24/24
Yapım Yılı: 2011
Şeytanın Mavi Alevleri!
Yukio’nun prestijli bir okul olan True Cross Academy’e girmesi ve evden taşınması ile Rin’in Satan (şeytan)’ın oğlu olduğunu öğrenmesi bir olur. Rin’i korumak için hayatını feda eden Peder Shiro’nun son isteği, Rin’in asla şeytan katili kılıç Kurikara‘ya dokunmamasıdır. Ancak merakına yenik düşen Rin, bu isteği göz ardı eder…Rin’in şeytani güçlerini kınında hapsetmiş olan bu kılıç, dokunmasıyla birlikte bunları serbest bırakır.
Artık sahip olduğu tek şey şeytani bir kuvvet değil aynı zamanda uzun köpek dişleri, sivri kulaklar ve saklaması neredeyse imkansız olan bir kuyruktur. Ayrıca, bedeninden yayılan, olur olmaz zamanlarda tutuşmaya başlayan ve dokunduğu her şeyi yakıp kül eden şeytan ateşiyle baş etmeyi de öğrenmelidir.
Üvey babasının intikamını almak için Exorcist (şeytan kovucu) olmak isteyen Rin, Peder Shiro’nun cenazesinde bu isteğini gerçekleştirebilecek tek kişi; Mephisto Pheles ile tanışır.
Yukio’nun kabul edildiği True Cross Academy‘nin müdürü olan Mephisto, bu akademinin, insanların alemi Assiah‘ı, şeytanların alemi Gehenna‘dan korumak için oluşturulan bir Exorcist organizasyonunun parçası olduğunu açıklar. Rin’in, bu akademiye kaydolup Exorcist olmak için varlığı çok az kişi tarafından bilinen Exorcist eğitim sınıfına katılması gerektiğini söyler.
Fakat Rin’i en çok şaşırtan şey, her zaman başını beladan kurtardığı kardeşi Yukio’nun üst seviyede bir Exorcist olduğu ve öğretmenlerinden biri olacağı gerçeğidir.
Konusu oldukça ilgi çekici olan bu seri, ana fikrinin Exorcism (şeytan çıkarma) olması itibari ile, Hristiyan kaynaklarında ve Japon folkloründe rastladığımız şeytan kovma, arındırma ve kutsama ayinleri gibi pek çok öğeyi harmanlamış. Aynı zamanda klasik iyi-kötü rekabeti’nin yanı sıra, doğal düşman olması gereken iki kardeşin (şeytan ve Şeytan Kovucu) omuz omuza savaşı, benzer öğelere sahip serilerin arasından sıyrılmış olmasının nedenlerinden biri bana göre.
Yazının başında konuya “kısaca değineceğimi” belirtmiştim fakat o kadar çok karakter ve olay döngüsü var ki, özet ancak bu kadar oldu. Yani tempo oldukça yüksek. Ama yeri gelince izleyiciye o anın duygusunu yaşatmayı da başarıyor. Sakın aklınıza dur durak bilmeyen bir savaş, Alucard gibi yakaladığını affetmeyen bir avcı profili gelmesin :) Bazı bölümlerde -özellikle Rin alevlerini kontrol etmeye çabalarken- bol bol kahkaha atacağınıza eminim.
Animenin ilk sezon bölümlerinde açılış müziği olarak kullanılan “Core Pride” Japon rock müzik grubu Uverworld imzasını taşıyor. Yine bu sezonun kapanış müziği “Take Off” Güney Kore’den 2PM‘e ait. İkinci sezonda ise açılış müziği olarak Japon rock grubu ROOKiEZ is PUNK’D‘a ait olan “In My World” kullanılmış. Bu sezonun kapanışı, Japon şarkıcı Meisa Kuroki tarafından seslendirilen “Wired Life”.
Çizimler hakkında ufakta olsa fikir sahibi olabilmeniz açısından kısa bir tanıtım videosu koyuyorum.
Umarım izlerken sizde benim kadar eğlenirsiniz :)
1 Yorum
Merhaba. Tanıtırken biraz fazla spoiler vermişsiniz ama ziyanı yok çünkü animeyi zaten izlemiştim :) “Ao no Exorcist” iyi bir potansiyeli olmasına rağmen filler içine gömüldüğü için gölgede kalmış bir anime. Japonya’da Hristiyanlığı yaygınlaştırmak için yapıldığını düşünüyorum, belki de bu yüzden bilerek gölgede bırakılmıştır. Anime aslen Hristiyan teması üzerinden gitmesine Budizm ve Şintoizm de bariz bir şekilde hikayeye dahil edilmiş ve bu Hristiyanlık olayını bayağı baltalamış. Nedense bana mangakanın Hristiyan olmadığını ve özenme üzerinden gittiğini hissettiriyor çünkü Hristiyanlık, benim Hristiyanlardan gördüğüm şekliyle değil de sanki Şintoist-Budist bir zihniyetin dışarıdan bakarak oluşturduğu bir algıyla işlenmiş. Esasen bu iki dinle pek alakası olmadığından da tuhaf görünüyor açıkçası. Hristiyanların kovduklarını tasvir ettikleri şeytanların ayakaşi ve youkailere benzediğini ve şeytanın bir insandan çocuğu olabileceğine ihtimal vereceklerini hiç sanmıyorum. Yine de gözüme batan bunca kusura rağmen bana animeyi bitirten şey Rin Okumura’nın kendisiydi. Birçok shounen animenin ana karakterinden pek farklı olmasa da yine de gözüme çok sevimli, çok havalı görünmüştü ve ona sempati duymaktan kendimi alamamıştım.